Turizm, ekonomiye yaptığı katkının çok önemli boyutlara ulaşmasıyla gün geçtikçe büyüyen bir hizmet sektörüdür. “Bacasız Sanayi” de denilen bu sektöre ilişkin kuralların oluşturduğu bütüne Turizm Hukuku diyoruz. Anayasamızın temel hak ve ödevler bölümünün 23. Maddesinde seyahat etme özgürlüğü düzenlenmiştir. Ancak seyahat etme faaliyeti bir çok sebebe dayanabilir. Bu noktada bazı seyahat etme faaliyetlerini ayırarak turistik seyahat adını vermekteyiz. Bu faaliyetler gezmek, dinlenmek, görmek, keşfetmek gibi amaçlarla yapılan ve gidilen yerde kültürel, ekonomik ve toplumsal açıdan iletişim halinde olunan seyahat etme faaliyetleridir. Turistik faaliyetlerin yürütülmesi noktasında alınan yasal, ekonomik, teknik önlemlerle beraber oluşturulan sektörün bütününe ise turizm adını vermekteyiz. Turizm, bu konudaki kaynakların varlığı ve yeterli bir altyapı ve pazarlama stratejisiyle ülkelerin ekonomilerine ciddi katkılar vermektedir. Bu yönüyle turizm faaliyetlerinin, sağlam ve istikrarlı bir düzen içinde yürütülmesi gerekir. İşte bu noktada, Turizm Hukuku devreye girer. Düzen oluşturmak için ihtiyaç duyulan, denetim standartları yüksek kuralların olması istikrarı sağlayacak, turizm gibi ülke açısından hem kaynakların bolluğu ve çeşitliliği hem de çok fazla götürüye sebep olmayan bir ekonomik aygıtın verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Turizm Hukuku, konu itibariyle bu hizmet sektöründe hizmeti alanların ve hizmeti verenlerin haklarına ve yükümlülüklerine; turizm bölgelerinin ve merkezlerinin tespiti ile geliştirilmesine; turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesine ve denetlenmesine ilişkin kurallar koyar. Bu bağlamda anayasa hükümlerinin normlar hiyerarşisindeki üstünlüğü saklı kalmak üzere 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunun Turizm Hukuku alanını çıkarılması usulü daha kolay ve hızlı olan yönetmeliklere dayalı hale getirerek, bu alanda güncelliğin sağlanması ve dinamik bir yapı oluşturma amacı sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca isminden de anlaşılabileceği gibi teşvik amacıyla bu sektörde yatırım yapacak kişilere turizm kredileri; arsa ve taşınmaz mal tahsisi; kamu yatırımlarında öncelik; elektrik, havagazı ve su ücretlerinin en düşük ücretten ödenmesi, iletişim kolaylıkları gibi bazı imkanlar sağlanmış, sektörün olabildiğince gelişmesinin önü açılmıştır. Turizmde Tüketici Hakları Turizm sektöründe hizmet alan kişilerin yaptığı işlemlerin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/l maddesinde “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde tanımlanan tüketici işlemi kategorisine girdiğini söyleyebiliriz. Ayrıca tüketici de gene aynı maddenin k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi“ olarak tanımlanması ve turizmin pek çok açıdan ticarete benzemesiyle birlikte turizmde hizmet alana verdiğimiz isimle ifade edersek turistin de bu sebeple tüketici olarak değerlendirilebileceği sonucuna ulaşabiliriz. Bunun sonucunda söz konusu kanunda ayrıntılı bir şekilde düzenlenen tüketici haklarına turist dediğimiz kişilerin de sahip olduğunu ve herhangi bir ihlal durumunda bu hakların korunması hükümlerine göre koruma talep edebileceklerini söyleyebiliriz. Ayrıca buna ek olarak, turizm sektöründe hizmet veren konumunda yer alan kişilerin oluşturduğu mesleki kuruluşlara başvurarak sektöre ilişkin görüş alınarak hukuki yollara başvurma yolunda faydalı bir kaynak oluşturulabilir. Turizm Hukuku’na dair kurallar üzerindeki hakimiyetleri ve güncel kaynak taraması alışkanlıklarıyla, Özer &Özer hukuk ve danışmanlık bürosundaki avukatlar, bu alanda yaşadığınız problemlerin çözümünde en faydalı hizmeti vermek konusunda hazır bulunmaktadır.Tourism