Kentsel dönüşüm hukuku kavramı genel olarak, 17 Ağustos depremiyle birlikte Türkiye gündeminde yerini almış ve modern, çağdaş 2000’li yılların Türkiye’sini inşaa etmek yolunda önemli bir süreç haline gelmiştir. Türkiye jeolojik yapısı itibariyle çeşitli fay hatlarının üzerinde bulunmaktadır. Kaldı ki bu fay hatları bir hayli etkin olup son yıllarda yukarıda bahsedilen 17 Ağustos depremi de dahil olmak üzere birçok acı yıkıma sebep olmuşlardır. Bu yıkımlara son vermek için özellikle geçtiğimiz 3 yıl içerisinde çeşitli kanuni düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu kanuni düzenlemelerin elbette ki en önemlisi 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayı numaralı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun olmuştur. Bu kanunla beraber ‘’Kentsel Dönüşüm’’ bilincinin Türk toplumunda yerleşmesi konusunda önemli bir adım atılmış bulunmaktadır. Modern şehir görünümü ve şehirlerimizin markalaşma yolunda ilerlemesi amacıyla kentsel dönüşüm hukukuna verilen değer kanımızca daha da artırılmalıdır. Yaşanabilir, imar ve şehircilik standartlarını uygun 21. yüzyılın şehirlerini inşa ederken hem devletimize hem de bireylerimize büyük görevler düşmektedir. Bununla görev bilincinin bir sonucu olarak riskli yapıların belirlenmesi ve bunların bir restorasyon süreci içerisinde yenilenmesi konusunda başta İstanbul olmak üzere, tüm Türkiye çapında adeta bir kentsel dönüşüm seferberliği başlatılmıştır. Bu büyük kentsel dönüşüm hareketi işlemlerini uygulama noktasında 6306 sayılı kanun, ilgili bakanlıkları, ilgili özel idareler ve belediyeleri, Toplu Konut İdaresi başkanlığını yetkili kılmış bulunmaktadır. Kentsel dönüşüm hukuku kapsamında riskli yapıların tespiti, tahliyesi, yıktırılması iş ve işlemlerini engelleyenler hakkında, işlenen fiil ve halin durumuna göre Türk Ceza Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağı Afet Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 8.maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiş bulunmaktadır. Tüm bu değerlendirmeden anlaşılacağı üzere kentsel dönüşüm uygulaması özellikle çarpık ve riskli kentleşmenin önüne geçebilmek amacıyla doğru ve düzenli bir biçimde uygulandığı takdirde önemli bir set görevi görebilecek niteliktedir.Bu görevin gerekleriyle ilgili yukarıda bahsettiğimiz gibi devlet- vatandaş işbirliğinin merkez alınması ve kentsel dönüşüm projeleri sonucunda iki tarafında mağdur olmaması gerekmektedir.Bu amaçla iki tarafın mağduriyetlerinin önlenmesi hususu, ilgili kanunda da dikkate alınmış ve bu mağduriyeti engelleyecek düzenlemeler kapsamlı bir biçimde yapılmış bulunmaktadır. Yine kentsel dönüşümde acele kamulaştırma hükmü de kentsel dönüşümün kesintisiz devam etmesi açısından getirilmiş bir düzenlemedir. Ancak önemli olan bu düzenlemelerin tam anlamıyla ve eksiksiz bir biçimde uygulanacağı toplumsal bilinci, devlet, vatandaş ve sivil toplum kuruluşları işbirliği sonucunda yakalayabilmektir. Bu kapsamda kentsel dönüşümde kat maliklerinin önemi de büyüktür. Sonuç olarak her bir vatandaş olarak depremin ve deprem gibi diğer tüm afetlerin, unutulmamış unutkanlığımız olduğu bilincinde hareket etmeli ve kentsel dönüşüm farkındalığıyla birlikte şehirlerimizi riskli yapıların tutsaklığından kurtararak onlara modern ve yaşanabilir bir çehre kazandırmalıyız. Bu kapsamda sürecin Kentsel Dönüşüm Hukuku’na uygun olarak ilerlemesi için Kentsel Dönüşüm Avukatı önem kazanmıştır. Mıhcı Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Kentsel Dönüşüm Hukuku alanında uzman avukat kadrosu ile her türlü uyuşmazlığın çözümünde çare olmaktadır.Urban Renewal - Transformation Law
Öncelikli olarak kentsel dönüşüm uygulamasının başlatılmasıyla amacıyla Bakanlıkça lisans verilen kurumlar tarafından yapı maliki veya onun kanuni temsilcisi riskli yapı kontrolü yaptırmalıdır. Bu kontrol yapı maliki veya onun kanuni temsilcisi tarafından verilen süre içerisinde yaptırılmadığı takdirde bakanlık veya ilgili idare tarafından yapılır veya yaptırılır. Bakanlık ilgili yapının riskli olduğuna karar verirse 15 gün içerisinde ilgili yapı malikinin veya onun kanuni temsilcisinin bu karara itiraz hakkı doğmaktadır. Bu itiraz, bakanlıkça üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilen öğretim üyelerinden oluşan 4 kişi ve bakanlık personelinden oluşan 3 kişi olmak üzere oluşturulan bir kurul tarafından karara bağlanır.( Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun md.3)
Kaynak Linki : http://www.mihcihukuk.com/kentsel-donusum-hukuku/